Obezite Nedir?
Dünya sağlık örgütüne göre Obezite;“sağlığı bozacak derecede vücutta aşırı yağ birikmesi” şeklinde tanımlanan kronik bir hastalıktır. Görülme sıklığı tüm dünyada kadınlar arasında daha sık olmak üzere adeta “salgın” bir hastalık olarak artmaktadır.
Obezite Patogenezi-Nedenleri
Normalde vücut ağırlığı günlük enerji alımı ve tüketimi arasındaki denge ile korunmaktadır. Ancak bu dengede harcanandan daha çok kalori alımı meydana geldiğinde zaman içinde obezite meydana gelmektedir. Teknolojinin ilerlemesi ve yaşam standartlarının giderek değişmesi nedeniyle günümüzde insanlar artık daha haraketsiz yaşamakta ve hem alınan gıda kalitesi düşmekte hemde karbonhidrat ve lipid içeriği fazla olan yüksek kalorili gıdalarla beslenilmektedir. Bu nedenle de toplumda obezite gelişmesi günden güne hızla artmaktadır. Dengesiz beslenme, fiziksel aktivitede azlık, çeşitli endokrinolojik ve genetik hastalıklar (Diyabet, Hipotiroidi, Metabolik sendrom, Polikistik over sendromu, Cushing sendromu, Büyüme hormonu yetmezliği gibi) obeziteye neden olabilmektedir.
Obezitenin Neden Olduğu Problem Ve Hastalıklar
Obezite tedavi edilmediği durumda hastada İnsülin direnci gelişmesi, Tip 2 Diyabet, Hipertansiyon, Kalp yetersizliği, periferik damar hastalıkları, gastroözofagial reflü hastalığı, safra kesesi taşı, karaciğerde yağlanma ve siroz, çeşitli eklem patolojileri, çeşitli psikolojik sorunlar, geçirilen operasyonlar sonrası kapanmayan yaralar ve insizyonel herni gelişebilir. Obezinin tedavi edilmediği her yıl için bu riskler artar.
Obezite Nasıl Hesaplanır
Obezite ölçümlerinde boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümü ile VKİ(Vücut Kitle İndeksi) hesaplanması kullanılır. VKİ, vücut ağırlığının(kg), boy uzunluğunun karesine(m2) bölünmesiyle hesaplanır (kg/m2). VKİ’ye göre obezite sınıflaması sınıflama(kg/ m2 ) :
VKİ | ||
---|---|---|
Zayıf | <18.5 | |
Normal | 18.5-25 | |
Fazla Kilolu | 25-30 | |
Obezite | ≥30 | |
Evre 1 | 30-35 | |
Evre 2 | 35-40 | |
Morbid Obezite | 40-50 | |
Süper Obezite | ≥50 |

Obezite Tedavi Seçenekleri
Obezite tedavisinde Diyet, Egzersiz ve Cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. Cerrahi dışı yöntemlerle de kilo kaybı sağlanabilmekte ancak kilo kaybının uzun süre korunması hususunda başarı çoğu kez sağlanamamakta, hastaların çoğu tekrar kilo almaktadır. Bu yüzden cerrahi yöntemler obezite tedavisinde daha ön plana çıkmaktadır.
Obezitede Cerrahi Seçenekleri
Hastanın klinik özelliklerine göre seçilebilen birkaç adet obezite ameliyatı olmakla birlikte bunlardan en sık uygulananlar;
- Sleeve Gastrektomi(Tüp Mide Ameliyatı)
- Laparaskopik Roux-en-Y Gastrik Bypass (LRYGB) veya Mini Gastrik Bypass
- Biliopankreatik Diversiyon ve Duodenal Switch (BPD-DS)
- SADI-S (Tek anastomozlu Duodeno İleal Bypass ve Sleeve Gastrektomi) ameliyatlarıdır.
- Bu ameliyatlardan Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide Ameliyatı) kısıtlayıcı (restriktif) obezite ameliyatlarındandır. Diğer üç ameliyat ise hem kısıtlayıcı (restriktif) hemde emilim bozucu (malabsortif) obezite ameliyatlarındandır.
Obezitede Cerrahi Seçenekleri
-
Sleeve Gastrektomi(Tüp Mide Ameliyatı)
-
Laparaskopik Roux-en-Y Gastrik Bypass (LRYGB) veya Mini Gastrik Bypass
-
Biliopankreatik Diversiyon ve Duodenal Switch (BPD-DS)
-
SADI-S (Tek anastomozlu Duodeno İleal Bypass ve Sleeve Gastrektomi)
Ameliyatların Riskleri
Obezite ameliyatları risklerinden bahsederken mutlaka obezite hastalığı tedavi edilmez ise hastanın yaşamı boyunca karşılaşacağı riskleri ve maruz kalacağı yaşam standartlarını da gözönünde bulundurmak gerekir. Obezite ameliyatları sonrası kanama, fıtık gelişmesi, yara yeri enfeksiyonu, alt ekstremitelerde pıhtı gelişmesi, atelektazi, sepsis ve ölüm gibi diğer ameliyatların sonrasında da gelişebilecek riskler mevcut olduğu gibi; anastomoz hattında kaçak oluşması, dumping sendromu, vitamin eksiklikleri ve safra kesesi taşı oluşumu gibi ameliyata spesifik riskleri de mevcuttur. Ancak bu risklerin görülme sıklığı çok düşüktür ve obezitenin tedavi edilmediği durumda hastanın maruz kaldığı hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, metabolik sendrom, eklem patolojileri ve sosyo-psikolojik risklerle kıyaslandığında risk oranının daha düşük olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Ameliyat Sonrası Dönem ve Beslenme
Ameliyat sonrası dönemde pıhtı gelişmemesi için ameliyattan önceki gün ve sonraki ilk 1 hafta boyunca uygun dozda kan sulandırıcı ilaç kullanılmalıdır. Obezite ameliyatları sonrası beslenme dönemlerini kabaca 5 e ayırmak gerekir. Beslenme programları hasta, diyetisyen ve cerrah tarafından birlikte hazırlanmalı ve takip edilmelidir.
- Ameliyat sonrası (ilk 4 gün): Bu sürede hasta hastanededir, damardan sıvı verilmektedir, kaçak yok ise ağızdan su alınımına da başlanmaktadır. Az miktarda ağrı, bulantı, öğürme görülebilir. Ameliyat sonrası birinci gün hastalar yürümektedir.
- Berrak sıvı dönemi(4-30gün): Bu dönemde hasta artık evindedir. Günlük enaz 1.5 litre su ve1- 1.5 litre su harici sıvı alınmalıdır. Mutlaka protein ve vitamin desteği başlamak gerekir.
- Püre dönemi (1-2ay): Bu dönemde su ve sıvı alınımıyla birlikte iyi blenderize edilmiş protein ağırlıklı gıdalar ilave edilmektedir. Hastalar bu dönemde normal hayatlarına dönmektedirler. Egzersiz olarak yürümeye, koşu bisiketi, hafif ağırlık çalışmaları ve yüzme de ilave edilebilir.
- Zayıflamanın devam ettiği dönem(ilk 1.5 yıl): Bu dönemde tamamen normal gıda alınmakta, 1,3,6 ve 12. aylarda vitamin ve proteinin laboratuar değerleri mutlaka kontrol edilmekte ve eksiklikler yerine konulmaktadır. Bu dönemde daha ağır egzersizler yapılabilir.
- Kilo kaybının korunduğu dönem(1.5 yıl sonrası): Bu dönemde hastanın iştahıda geri döneceğinden diyet ve egzersiz kilolar korunacak şekilde ayarlanmalıdır.
Obezite Ameliyatları İle İlgili Sık Sorulan Sorular
-
Obezite ameliyatları için yaş ve kilo sınırı var mıdır?
Obezite ameliyatları 15-70 yaş grubunda güvenle yapılabilir. Ancak ameliyat sonrası dönemde egzersize daha iyi uyum sağlandığından ve obeziteye bağlı organ etkilenmeleri daha az olduğundan genç yaşlarda yapılan ameliyatlardan alınan sonuçlar daha iyidir. Hastaların tanısında kilo hesabı yerine VKİ hesaplaması kullanılmaktadır. VKİ 40 ın üzerinde olan hastalara ameliyat önerilmektedir. VKİ 35 in üzerinde olup eşlik eden kronik hastalığı olanlarda da yine ameliyat önerilmektedir.
-
Hangi aşamada obezite ameliyatına karar vermek en iyisidir?
Egzersiz, diyet medikal tedavi denenmesine rağmen fazla kilolarından kurtulamayan veya kaybettiği kiloları tekrar alan hastalarda mümkün olduğunca erken yaşlarda ameliyata karar vermek gerekir. Çünkü hayata obezite ve obezitenin sebep olduğu diğer kronik hastalıklarla devam etmek ve organ patolojilerini artırmak yerine mümkün olduğunca erken bu hastalıkları önleyip hayatı daha sağlıklı geçirmek gerekir.
-
Diğer yöntemler ile kilo vermeye göre Cerrahi yöntemle kilo vermenin avantajı var mıdır?
Diğer yöntemlerde kilo verme süreci oldukça zorlu ve yıpratıcıdır üstelik bu yöntemlerle çoğu kez kilo kaybı sağlansa da uzun süre kaybedilen kilonun korunmasında başarı oldukça düşüktür. Obezite ameliyatlarında ise midenin fundus kısmı(iştah kontrolü sağlayan ghrelin hormonunun salındığı yer) çıkartıldığından hastalar çok az yemek yemelerine rağmen açlık hissetmemekte, bu ise yaklaşık 1-1.5 yıllık bir sürede hastaya daha konforlu bir kilo verme süreci sağlayan ciddi bir avantajdır.
-
Kilo vermek için obezite ameliyatı olmak yeterli midir?
Kilo vemek için obezite ameliyatları tek başına yeterli olmaz ve mutlaka ameliyat sonrasında diyet, egzersiz ve yaşam şekli değişikliği ile desteklenmesi gerekir. Ancak bu ameliyat gerek gıda alınımının kısıtlanmasını sağlaması, gerek acıkma hissini ortadan kaldırması ile kilo vermeyi sağlayan en büyük adımdır. Acıkma hissi kaybolduğundan hastaların diyete uymaları daha kolaylaşmaktadır.
-
Obezite ameliyatlarının riski yüksek midir?
Öncelikle riskleri hastaya ait riskler ve ameliyata ait riskler diye ikiye ayırmak gerekir. Obezite hastaları normal kilolu olan hastalara göre obezite ameliyatı haricindeki tüm ameliyatlar için daha risklidir. Obez hastalarda her hangi bir ameliyat sonrası yara yeri iyileşme problemleri, yara yerinden fıtık gelişmesi, atelektazi gelişmesi, ameliyat sonrası pıhtı atması riski daha yüksektir ve bu riskler hastaya ait risklerdir. Ameliyat sonrası kanama, stapler hattından kaçak ve sepsis gibi riskler ise ameliyata ait risklerdir ve oldukça nadirdir.
-
Obezite ameliyatı sonrası vücütta sarkmalar oluşur mu?
Ameliyat sonrası hastanın yaşı, doku özellikleri, VKİ ve yaptığı egzersize bağımlı olmak üzere hastada özellikle kol, meme ve karın duvarı olmak üzere çeşitli bölgelerde deri sarkmaları gelişebilir. Bunun miktarı hastadan hastaya değişmekle bereaber, bazı hastalarda müdahaleye gerek kalmaz iken bazı hastalarda ise plastik cerrahi tarafından düzeltilmesi gerekebilir. Ancak cerrahi müdaheleye karar vermek için ameliyattan sonra en az 1.5-2 yıl beklemek gerekir.
-
Ameliyat sonrası vitaminleri ömür boyu kullanmak mı gerekli?
Ameliyat sonrası gıda alınması kısıtlandığından başlangıçta multivitamin desteğine ihtiyaç duyulmaktadır ancak 3-6 aylık dönem sonrası laboratuar değerlerine bakılarak ihtiyaç ortadan kalktığında vitamin desteği kesilmektedir. Vitamin desteğinin süresi genellikle emilim bozucu ameliyatlarda, gıda alınımını kısıtlayıcı ameliyatlara göre daha uzundur.
-
Obezite ameliyatı sonrası neden alkol kullanmamalıyım?
Obezite ameliyatları sonrası hastaların diğer ameliyatlardan daha fazla olarak yaşam şekillerini de değiştirmeleri gerekir. Egzersizin yanısıra karbonhidrat ve yağdan az, proteinden zangin olan beslenme şekilleri tercih edilmelidir. Alkolün hem vücuda zararlı etkileri nedeniyle sağlıklı beslenmede yeri yoktur hemde içerdiği yüksek kalori nedeniyle kilo alınımına da sebep olabilmektedir. Bu nedenle obezite ameliyatları sonrası alkol önerilmemektedir.
-
Ameliyat sonrası eski kilolara dönme söz konusu olur mu?
Ameliyat sonrası dönemde yeterli kilo kaybı sağlanmış ise hastaların azbir kısmında bir miktar kilo alımı olabilmekte ancak ameliyat sonrası yaklaşık 1.5-2 yıl süre ile hem kilo kaybına devam eden, hemde yeme alışkanlıklarını değiştiren, öğrendiği sağlıklı beslenmeyi hayatına tatbik eden hastalarda kilo alımı olmamaktadır.
-
Ameliyat sonrası çok ağrı duyulur mu, yara yeri problemleri ile karşılaşırmıyım?
Obezite ameliyatlarının hasta açısından en avantajlı yönlerinden birisi genellikle laparoskopik olarak yapılmalarıdır. Bu ameliyatlar birkaç adet 0.5-1.5cm uzunluğunda ki kesilerden yapılmakta böylece açık ameliyatlara göre hem ağrı daha az olmakta, hem ameliyat sonrası dönemde yara yeri problemleriyle daha az karşılaşılmakta, hem de hastalar aynı gün mobilize olabilmektedir.
-
Ameliyat sonrası ayağa kalkma, spor yapma, araba kullanma, çalışma süreçleri nasıl olmaktadır?
Ameliyat sonrası aynı gün hastalar ayağa kalkabilir. Bir gün sonra su içmeye başlayabilir, gezebilir, komplikasyon gelişmezse 4.gün taburcu olabilir. Bir iki hafta sonra araba kullanabilir, üç dört hafta sonra çalışmaya başlayabilir, 1ay sonra yüzme, 2 ay sonra ise spora başlayabilir.
-
Ameliyat sonrası ne zaman hamile kalabilirim?
Kilo kaybı devam ettiğinden bebeğinde sağlığı düşünüldüğünde ilk 1-1.5 yıl hamile kalınması önerilmemektedir.
-
Ameliyat sonrası eskiden kullandığım ilaçları yine alacak mıyım?
Obezite ameliyatı sonrası kilo vermekle birçok hasta Hipertansiyon, Kolesterol yüksekliği, Tip2 Diabet, eklem rahatsızlıkları gibi hastalıklardan ya tamamiyle kurtulmakta, yada bu hastalıkların derecesi gerilemektedir. Dolayısıyla bu hastalıklar için kullanılan ilaçlarında ya miktarı azalmakta yada hasta tamamen bu ilaçlardan kurtulabilmektedir.
-
Obezite cerrahisi ameliyatları ne zaman başarılı kabul edilir?
Sağlıklı olmadığından obezite ameliyatları sonrası fazla olan kiloların tamamının kaybedilmesi hedeflenmemektedir. Fazla olan kiloların %50-80’inin kaybedilmesi ve bu durumun korunması durumunda başarıdan sözedilir.