Gastroözofajial Reflü Hastalığı ve Mide Fıtığı/Hiatal Herni

Diafragma kası (solunum kası) göğüs boşluğu ile karın boşluğunu bir birinden ayıran bir kastır. Yemek borusu göğüs boşluğunda ilerledikten sonra bu kastaki açıklıktan (hiatus) karın boşluğuna geçer ve mide olarak devam eder. Bu kas yemek borusu ile mide arasında kısmen bir sfinkter görevi görerek mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını önler. Yemek borusunun bu kastan geçtiği yerde genişleme yada yırtılma meydana gelirse mide içeriği yemek borusuna kaçar ve bu olay “Gastroözofajial Reflü Hastalığı” olarak isimlendirilir. Normalde karın boşluğunda olması gereken midenin bir kısmı bu kastaki açıklıktan (hiatus) göğüs boşluğuna kaçar ise bu olay “Mide Fıtığı/Hiatal Herni” olarak isimlendirilir. Karın içi basıncını artıran fazla kilo, hamilelik, kabızlık ve kronik öksürük gibi durumlar mide fıtığı gelişmesi için risk faktörlerindendir. Gastroözofajial Reflü Hastalığında şikayetler asemptomatikten ciddi solunum ve sindirim problemlerine kadar geniş bir yelpazede olabilir. Gastroözofajial reflüsü olan her hastada mide fıtığı bulunmak zorunda değildir ancak mide fıtığı bulunan hastaların ciddi bir kısmında reflü şikayetleri mevcuttur.

“Mide Fıtığı/Hiatal Herni” Tipleri

  • Tip-1 Hiatal Herni (Sliding Herni): Normalde karın boşluğunda bulunması gereken gastroözofajial bileşke diafragma kasındaki açıklıktan göğüs boşluğuna geçmiştir. Ancak midenin fundus bölümü karın içindedir. Hiatal hernilerin en sık görülen formudur.
  • Tip-2 Hiatal Herni (Paraozofagial-Rolling Herni): Gastroözofajial bileşke karın boşluğundadır ancak mide fundus kısmı yemek borusunun kenarından göğüs boşluğuna geçmiştir.
  • Tip-3 Hiatal Herni (Miks Tip): Hem Sliding herninin hemde Paraözofagial herninin birlikte bulunmasıdır.
  • Tip-4 Hiatal Herni: Hiatal açıklıktan mide ile birlikte başka bir organın fıtıklaşmasıdır.

Şikayetler

Normalde gastroözofagial sfinkter sayesinde yemeklerden sonra mide içeriği yemek borusuna kaçmaz Ancak sfinkter yetmezliği veya mide fıtığı mevcut ise midedeki asitli sıvı yemek borusuna kaçarak burasını tahriş etmeye başlar. Tedavi edilmediği durumlarda asidin etkisiyle yemek borusu alt ucunda önce yara (özofajit), sonra ise darlık meydana gelir ve bu durum Barret özofagus olarak adlandırılır. Barret özofagus aynı zamanda kanser gelişmesi için öncü bir lezyondur. Hastalarda daha çok mideden başlayıp göğüs arkasına uzanan ağrı ve yanma hissi, gün içinde sık tekrarlayan geğirme, özellikle yatarken veya öne eğilirlen ağıza acı su gelmesi, uyku sırasında oluşan öksürük, tekrarlayan boğaz enfeksiyonları, ses tellerinde nodül gelişmesi ve ses kısıklığı gibi şikayetler meydana gelmektedir. Paraözofagial hernisi olan hastalarda yutma güçlüğü, fıtıklaşan mide mukozasından kanama, anemi ve midenin bu bölgesinde kısmi rezeksiyon gerektirecek iskemi de gelişebilmektedir.

Tanı

Gastroözofajial Reflü Hastalığı veya Mide Fıtığı/Hiatal Hernisi olan hastalarda tanı koymak için öncelikle hastaların ayrıntılı olarak sorgulanması gerekir. Göğüs arkasında ağrı ve yanma kalp rahatsızlıklarıyla veya kas hastalıklarıyla karışabilir. Hastalara mutlaka şikayetlerinin yemekten sonra artıp artmadığı, gece öksürük ve solunumla ilgili problem yaşayıp yaşamadığı sorulmalıdır. Hastalığın tanısı için gastroskopi, baryumlu pasaj grafisi, bilgisayarlı tomografi, ph metre ve manometrik yöntemler kullanılabilir.

Tedavi

Gastroözofagial reflü hastalığında tedavi çoğu kez medikal tedavi ve yaşam şekli değişikliklerini kapsamaktadır. Ancak medikal tedaviye rağmen şikeyetlerin geçmemesi durumunda hastalığın cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekmektedir.

  • Medikal Tedavi

    Reflü hastalığında problem mide içeriğinin yemek borusuna kaçması ve bu kaçan sıvının içerdiği asitler nedeniyle yemek borusu ve boğazda tahriş yapmasıdır. Dolayısıyla medikal tedavide öncelikle reflüyü tetikleyen etkenlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Karın içi basıncı artışına engel olmak açısından kilolu hastaların zayıflaması önerilmekte, hastalara karnı sıkan elbise ve kemer takmamaları gerektiği anlatılmakta, reflü haricinde kronik öksürüğe sebep olan hastalıkları varsa kontrol altına alınmakta, kabızlık ve şişkinlik gibi durumların altta yatan sebepleri tedavi edilmektedir. Hastalara öğün sayılarını artırıp daha küçük porsiyonlarla beslenme alışkanlığı kazanmaları, akşam yemeği sonrası yatmak için en az 2-3 saat geçmesini beklemeleri, yatarken de yatağın başını yükselterek yatmaları gerektiği anlatılmaktadır. Ayrıca reflü tedavisinde amaç bir taraftan reflüyü azaltmak iken diğer taraftan da yemek borusuna kaçan sıvıdaki asitin miktarını da azaltmaktır. Bunun için de mide asidini azaltıcı ilaçlar tedaviye eklenmekte, acılı, baharatlı, yağlı gıdalar, çay, kahve, kola, limonata, soda, alkol, sigara, turunçgiller(portakal, mandalina..) gibi gıdaların diyetten çıkartılması gerekmektedir.

  • Cerrahi Tedavi

Most Recent Projects
WhatsApp chat